20 Mart 2013 Çarşamba

[12.10.12] Newsen LUNAFLY Röportajı


İşte, çaylak bir grubumuz oldu. Tüm idollerin aksine bu idoller jembe (vurmalı çalgı) ve gitarla gelerek, mekanı umursamaksızın şarkı söylerken onları çalmaya başlıyorlar.
Hala genç olmalarına rağmen, grup isimleri, şarkı adları ve bizzat bestekar olmalarıyla üstün yeteneklerini gösteriyorlar. Onların adı LUNAFLY. Sam, Teo ve Yun’dan oluşan çaylak grubun 3 üyesiyle tanıştık.


Çıkışlarından önce; kendilerine henüz LUNAFLY ismini vermemişken ‘Sam Brothers’ olarak biliniyorlardı. Bu ismi;  müzik yoluyla gizem, aşk ve eğlence gibi çeşitli duyguları ifade edebilmek için ortaya çıkardılar. Çıkış parçaları ‘How Nice Would It Be’ romantik bir atmosferi yansıtıyor. Bu, şüphesiz mükemmel bir ekip ismi.

Üyeler uzun bir stajyerlik süreci geçirmediler. Teo ve Yun 1 yıl eğitim görürken Sam 6 ay eğitim gördü. 3-4 yıl eğitim görenler varken çıkış yapmayı henüz hayal bile etmemişlerdi. Ancak üçü birlikte uyum içerisinde çalışarak sonunda çıkışlarını hazırladılar.

Ajans çıkışlarının 2013’te olmasını planlamıştı ancak üyeler daha erken çıkış yapmak istediler. Diğer insanlar onları müziğe uzanan yaralı bir grup olarak görebilirler. Grup üyeleri, "Elimizden gelenin en iyisi yaptık." dediler. Daha yeni tanışmış olmalarına rağmen, "Her gün beraber kaldık." dediler.

Teo & Yun: “Mart’tan itibaren prova odasından çıkmadık bile, günde 12 saat prova yaptık. Bir hafta boyunca eve gitmediğimiz zamanlar oldu. Geceleri bile prova odasında kaldık. (O kadar çok mu yapacak şey vardı?) "Şarkı yazmamız, prova yapmamız ve birbirimizle uyum içinde olmamız gerekiyordu, yani daha fazla çalışmak için yeterince vaktimiz yoktu."

Sam: “Beste konusunda hiç bilgisi olmayan kişiler olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık ve bunu gerçekten denemek istedik. Gerçekten elimizden geleni yaptık. Birlikte oturduk, gitar çaldık ve doğla bir şekilde bir melodi ortaya çıktı; bu ‘How Nice Would It Be’ şarkısını ortaya çıkarmamıza önayak oldu. Şanslıydık ve çok çalıştık, işte bu yüzden daha erken çıkış yapabileceğimizi düşündüm..”

Sam, MBC Star Audition- Birth of a Great Star yarışmasına katıldı. Akıl hocası, Yoon Il Sang’dı. Programdan elendikten sonra Nega Network ile anlaşma imzalayarak Teo ve Yun’la bir gruba yerleştirildi. Bir yarışma programına katılan biri olarak şüphesiz bu ona baskı uyguluyordu. Çünkü ‘yarışma’ etiketinin uzun süre onlarla kalmaya devam etmesi yüksek bir ihtimaldi.

Teo: “Dürüst olmam gerekirse, Sam’in bize katılacağını duyduğumda biraz farklı hissettim. Fakat bu yarışma programından kaynaklanan bir farklılık değildi, kültürel farklılıktı. Dil farklılığından dolayı iletişimimiz hakkında biraz endişeliydim. Korecesi iyi ve Kore yemeklerini benden daha iyi yiyor”.

Yun: “Televizyonda olmamız hakkında endişelenen insanlar vardı; ama biz endişeli değildik. Bunu iyi bir fırsat olarak gördük. Sam’in bize katılması grubumuz için bir artı oldu. Müzikal yanımıza eklenen güzel bir ses rengine sahip olmamız iyi bir şeydi. Bu insanların bizi daha çok fark etmesine yardımcı oldu.”

Sam: “Kendimi özel bulmuyorum. Bir stajyer olduğumu düşündüm ve daha erken çıkış yapma konusunda da hırslı değildim. Bir takım olduğumuzdan seviye belirlememize gerek yoktu. Öncelikle hepimiz aynı seviyedeydik. Ben yaş farkı konusunda endişeliydim. (Sam ile Yun arasında 7 yaş, Teo ile ise 6 yaş fark var)  Ama üyeler çok olgun. Onlara her zaman minnettarım.”

Üyeler dürüst ve akıllıca cevaplar sundular. “Sam Hyung çok anlayışlı. Ayrıca güzel tavsiyeler veriyor”, “Sık sık yemek konusunda kavga ederiz; ama müzik konusunda kavga etmeyiz. Birbirimizi anlıyoruz.” Takım çalışmalarından bahsederken ortam çok iyiydi. ‘Çıkış yapma’ dilekleri sonunda gerçekleşti.  LUNAFLY’ın gerçekleştirmek istediği bir sonraki hedefi ne? Farklı cevaplar geldi.

Sam, LUNAFLY olarak da uzun zaman tanınmak istediğini ve bir kere İngiltere’nin Wembley Stadı’nda performans sergilemek istediğini söyledi. Sam, gençliğinde (teenage döneminde) Fulham’daki bir futbol takımında oynuyordu. Teo’nun hayali ise dünya çapında tanınmak ve sevilmek. Bunu ifade etmek zor; ama bir sanatçı olarak sevilmenin nasıl bir his olduğunu bilmek istiyor.

Maknae Yun bir tur otobüsü almak ve sokak çalgıcılığı yapmak istediğini söyledi. Müzik aletlerini akor etmenin ve sevdiği yerde gitar çalmanın çok hoş bir fikir olduğunu düşünüyor. Ayrıca Seul Namsan Kulesi’nin önünde performans sergilediği gibi, aynı şekilde her ülkenin kulelerinin önünde de performans sergilemek istediğini söyledi.  Ayrıca sevimli bir şekilde ekledi: “Dünyada bunu yapan ilk insan olamaz mıyız?”


*Blogdan yazı çıkarmak ve alıntı yapmak yasaktır.

Kaynak/Source: NEWSEN
Çeviri: 
GitarTeli♬@LUNAFLY Turkey

0 yorum:

Yorum Gönder