Videoyu izlemek için TIKLAYIN.
(00.37)
MC (Sam'e): Çok iyi İngilizce konuşuyorsun. Yarı İngilizsin, değil mi? Yani bu sebebini açıklıyor.
SAM: Evet ben yarı İngiliz yarı Koreliyim.
(00.56)
MC: İlk albümünüzü çıkarmak, bu albüm yolculuğu zor mu?
SAM: Full albüm çıkarmanın zor olduğunu düşünebilirsiniz. Ama aslında biz çıkış yapmadan önce bile müziğimizden keyif alırdık. Çok eğlenceli zaman geçirdik. Benim şahsi düşüncem, birçok grup için full albüm çıkarmak zor. Bize bu şans verildiği için çok mutluyuz.
MC: LUNAFLY televizyona çıkmadan önce birçok sokak performansı yaptınız. Yani böyle mi deneyim kazandınız?
SAM: Sokak performansı yapmamızın sebebi, hayranlarımızla yakınlaşma şansı yakalamaktı. Ve sokakta hayranlarla yakınlaşmanın sınırı yok. Bu yapmayı gerçekten çok istediğimiz ve hayranlarımızın çok keyif aldığı bir şeydi. Sokak performansı yapmaktan çok keyif aldık.
MC: Diğer gruplar dans ediyor; ama siz akustik müzik yapıyorsunuz. Bu yapmak istediğiniz müzik mi yoksa yapacağınız başka müzik türleri de olacak mı?
SAM: Akustik müzik yaparak başlamamızın sebebi bence, ben ve Yun akustik gitar çalıyoruz ve TEO hem piyano hem de demje çalıyor. Bu, üzerinde çok düşündüğümüz bir şey değildi. Akustik müzik yapmamız çok doğal bir süreçti. Ama biz LUNAFLY olarak, farklı tür müzikler de yapmak istiyoruz. Hayranlarımız bizden farklı tarz müzik yapmamızı bekleyebilirler.
MC: İçinizden biri biraz dans hareketi gösterecek olsaydı, hanginiz olurdunuz?
SAM: Bence içimizde dans edebilen kimse yok. Dans edişimizi görseydiniz, neden dans etmediğimizi anlardınız.
MC: Ama gelecekte olacak mı (dans edecek misiniz?)
TEO: 1000 yıl sonra. (gülüşmeler)
MC: Daha önce de söylediğimiz gibi, daha çok sokak performansı veriyorsunuz, televizyon programlarına pek çıkmıyorsunuz. Şimdi yavaş yavaş çıkmaya başladınız. Hangi eğlence programına katılmak isterdiniz?
TEO: We Got Married.
SAM: Bence Teo, We Got Married programı için harika.
MC: Bu çocukların (Teo ve Yun) İngilizceleri iyi değil. Onların Uluslararası We Got Married'e İngiliz biriyle katılmasıyla ilgili ne düşünüyorsun?
SAM: Bence İngilizceyle boğuştuklarını izlemek komik olurdu. Özellikle Teo, çünkü o gerçekten deniyor.
MC: Bize İngilizcenizi gösterin. Sadece İngilizce bir şey söyleyin.
TEO: Herkes çok şaşıracak. "Hello". (Herkes gülüyor, bittiğini sanıyorlar.)
TEO: Daha bitmedi. "I'm Teo. How are you? I'm fine. Thank you, and you?" Oh my god! (kendini alkışlıyor)
SAM: Kendisiyle konuştu.
MC: Bu İngilizce dersinin birinci diyalogu.
SAM: Sana bundan daha fazlasını öğrettim.
TEO: İngilizce değil de, her dilden biraz öğrenmek istiyorum.
(Birkaç Çince kelime söylüyor.)
MC: (En son söylediği kelime için) Bu, ileri seviye. Çin kültüründe birbirimizi, "Merhaba, nasılsın" diye selamlamayız. "Yemek yedin mi?" deriz. Bu söylediğimiz ilk şeydir.
TEO: Biliyorum.
SAM: Bence Teo yemeği sevdiği için bunu biliyor.
MC: Yemek seven birine göre çok zayıfsın.
SAM: O, çok yemek yer.
MC: Hepiniz bir tane en sevdiğiniz şarkınızı seçseydiniz, bu hangi şarkı olurdu?
YUN: How Nice Would It Be.
TEO: Fly To Love.
SAM: Benim de How Nice Would It Be. Çünkü çıkış şarkımız ve bizim için çok anlamlı.
Türkçe Çeviri: YUKIE @Lunafly Turkey
0 yorum:
Yorum Gönder